Dicle Üniversitesi yerleşke alanında 150’den fazla kuş cinsine mesken sahipliği yapan Kabaklı Sulama Göleti, birebir vakitte yerli ve göçmen kuşların üreme ve beslenme alanı olarak dikkat çekiyor.
Kampüs alanında bulunduğu için etraftaki göl ve göletlere oranla avcı baskısının daha az olduğu gölet, bölge kuşları için sığınak görevi görüyor.
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Kısım Lideri Prof. Dr. Ahmet Kılıç, biyoçeşitliliğin üst safhada olduğu gölet ve etrafının bir an evvel müdafaa altına alınması davetinde bulundu.
‘KABAKLI GÖLETİ’NİN KORUNMASI, BÜYÜK BİR KIYMETE SAHİPTİR’
Küresel ısınma kaynaklı bölgede birçok küçük dere, çay ve gölün kuruduğunu söz eden Prof. Dr. Kılıç, “Burada Kabaklı Göleti’nin değeri bir defa daha öne çıkıyor. Burası, bölgede yaşayan yerli ve göçmen kuşlar için tıpkı vakitte bir vaha görevi görüyor. Dicle Havzası içerisinde yer alan Dicle Üniversitesi yerleşkesinde kuş cenneti olarak isimlendirdiğimiz Kabaklı Göleti bulunmaktadır. Global ısınmadan ötürü etrafımızdaki göletler, küçük dere ve çaylar kurudu.
Bundan ötürü burada yaşayan tipler, bilhassa su kuşları Kabaklı Göleti’ne akın etmektedir. Kabaklı Göleti sunduğu su imkanları, kıyı imkanları, beslenme imkanları ve barınma koşulları münasebetiyle pek çok cins tarafından tercih edilmektedir. Ve bu tercih, bunu kuş cenneti olarak adlandırmamıza neden olmaktadır. Alanda pek çok çeşit bulunmaktadır.
Memeli hayvanlardan yana, omurgasızlardan yana, sürüngenlerden yana ve böceklerden yana pek çok tıp barındırmaktadır. Bu alanın korunması, bölge için çok büyük bir kıymete sahiptir. Zira öteki yerlerde avcı baskısı, sıcaklık, kuraklık münasebetiyle tipler artık buralardan çekildi, yok oluyorlar. O bakımdan bizim Kabaklı Göleti’nin korunması, büyük bir değere sahiptir” diye konuştu.
‘AVCI BASKISI NİSPETEN AZ VE KORUNAKLI BİR ALAN’
Kabaklı Göleti’nin kamu kurumlarının takviyesi ve hassas vatandaşların katkısıyla korunabileceğini belirten Prof. Dr. Kılıç, “Bu alanda çok farklı ördek tiplerini görüyoruz. Su kuşlarından balıkçıllar çok değerlidir. Gece balıkçılı, Büyük ak balıkçıl, Küçük ak balıkçıl, Sığır balıkçılı, buranın müdavimleri olarak isimlendirilir; daimi bulunuyorlar. Bunun dışında ülkemizde yaşayan kıyı kuşlarından pek çok tıbbın burada temsilcileri var.
Bu tiplerin de yavruları, buraları bilhassa tercih etmektedir. Zira rahatlıkla beslenebiliyorlar. Avcı baskısı nispeten en az ve korunaklı bir alan. Bu yüzden kuşlarımız bilhassa tercih ediyor. Bilhassa kıyılarda karşımıza çıkan Yeşilbacak, Kızılbacak, Kum kuşları, Cılıbıtlar, bu bölgenin devamlı karşımıza çıkan üyeleridir. Yöremiz, bilhassa küçük ötücü kuşlardan yana da büyük bir zenginliğe sahiptir” dedi.
‘VATANDAŞLARIMIZDAN BU MEVZUDA TAKVİYE BEKLİYORUZ’
Prof. Dr. Kılıç, “Yapılan çalışmalarda, bilhassa Selim Bey’in yaptığı tabiat çekimleri ve fotoğrafları çok pahalıdır. Bu cinslerin varlığını ortaya koymaktadır. Bize de düşen bilhassa müdafaa imkanlarını geliştirmek, varsa buraya su desteği yapmak. Zira alanı koruduğumuz vakit, biyoçeşitliliğimiz sürecektir. Aksi takdirde bölgedeki maalesef öteki tipler üzere buraları da kaybettiğimiz vakit artık bunları artık fotoğraflarla çocuklarımıza, torunlarımıza anlatma durumunda kalacağız.
Eğer müdafaa önlemlerine uyulursa, su kirletilmezse, etraftaki insan baskısı azaltılırsa; bu tipler, biyoçeşitliliğimiz burada da uzunca yıllar yaşayabilecektir. Bu yüzden el birliğiyle, üniversiteyle iş birliği halinde belediyenin, vilayetin katkılarıyla alanı koruyabilirsek biyoçeşitliliğimizi de muhafaza bahtına sahip olacağız. Vatandaşlarımızdan da bu bahiste takviye bekliyoruz. Onların ilgisi, bu tiplerin yaşatılmasına da vesile olacaktır. El birliğiyle bu işin üstesinden gelebiliriz. Bilhassa aklı ve ilimi uygulamak problemlerin yegane tahlilleri olmalıdır” diye konuştu.
